İçeriğe geç

Heyheylenmek ne demek ?

Bazen bir kelime çıkar karşına, kulağına öyle şen, öyle kıpır kıpır gelir ki… anlamını bilmesen bile gülümsetir. “Heyheylenmek” tam da öyle bir kelime. Söyleyince bile insanın yüzü şekil değiştiriyor: Heey-hey-len-mek! Resmen sesli bir ruh hâli bu. Peki nedir bu gizemli hâl? Aşırı coşku mu, anlık sinir mi, yoksa ikisinin arasında gidip gelen insan versiyonu bir hava durumu mu? Hadi gelin, birlikte “heyheylenme” hâline bilimsel (!) bir gözle, ama bol kahkahalı bir tonda bakalım.

Kısa cevap: Heyheylenmek, bir kişinin aniden coşması, huysuzlanması, keyfî olarak sinirlenip parlaması demektir. Yani kısaca: “normalden fazla duygusal enerjiyle dolmak.”

Ama bence bu tanım yeterince adil değil. Çünkü heyheylenmek, sadece bir ruh hâli değil, Türk insanının kolektif duygusal patlamalarına sanatkârane bir ad koymaktır.

Heyheylenmek: Ruhun ani yazılım hatası

Hepimizin başına gelmiştir. Sabah kahveni içememişsindir, toplantı uzar, telefon çalar, dışarıda araba alarmı öter… ve bir anda “heyheylenirsin.”

Yani aslında sistem overload verir. İşte bu an, insan psikolojisinin “mavi ekran”ıdır.

Bilimsel dille söylersek: Limbik sistem, korteksi bypass eder. Ama halk arasında: “Adam heyheylenmiş!”

Kısacası heyheylenmek, duygusal sistemin kendini formatlamadan önceki uyarı sesi gibidir.

Erkeklerin stratejik, kadınların empatik heyheyleri

Erkekler heyheylenince genelde stratejik davranır. Örneğin televizyon çalışmıyorsa hemen kumandayı değil, “sistemi” suçlar:

“Bence modem gitti… ya da uydudan sinyal gelmiyor.”

Kadınlarsa heyheylenme anını genellikle daha empatik yaşar:

“Ben bu kumandayı yirmi kere söyledim değiştirelim diye, ama sen beni dinlemedin!”

Yani erkek çözüm arar, kadın duygusal bağ kurar.

Birinde heyhey bir proje planıdır, diğerinde duygusal bir manifestodur.

Sonuç aynı: ikisi de sonunda derin bir nefes alır, bir şeyler içer (çay, kahve, soda, fark etmez) ve evren yeniden dengelenir.

Heyheylenmenin bilimsel açıklaması (!)

Stanford Üniversitesi’nde hiçbir profesörün yapmadığı ama yapması gereken bir araştırmaya göre:

“Heyheylenme, beynin ‘sabır’ ve ‘sabır bitti’ bölgeleri arasındaki ince çizginin patlamasıdır.”

Bu patlama sırasında dopamin yerini “aman artık” hormonuna bırakır.

Erkeklerde sonuç: kabloyu değiştirmek.

Kadınlarda sonuç: duvarla konuşmak.

Ama en güzeli, bu iki reaksiyonun birleştiği evli ya da uzun süreli ilişkilerdeki senaryodur.

O sahnede genellikle biri “sen niye heyheyleniyorsun?” der, diğeri “ben heyheylenmiyorum!” diye bağırır.

İşte o an, sözlük tanımı canlı olarak sahnelenmiş olur.

Gündelik yaşamda heyheylenme anları

— Trafikte: “Yeşil yandı hâlâ duruyor! Neyse, sabır…” (1 saniye sonra) “HADİ ABİ, GİT!”

— Markette: “Kasada sadece iki kişi varmış.” (5 dakika sonra) “Bu adam fiş mi yazıyor roman mı?”

— Evde: “Bugün gayet sakindim.” (15 dakika sonra) “Kim benim çorabımı koltuğun üstüne koydu?”

Heyheylenmek bir kriz değil, bir insanlık refleksidir.

Hatta bazen yaratıcı bir kıvılcım bile olabilir. Tarihte birçok sanatçı, “heyheylenme” sonrası en iyi eserini üretmiştir. (Kaynak: kendi tahminim.)

Heyheylenmenin toplumsal yansıması

Aslında biz Türkler olarak heyheylenmeye genetik olarak yatkınız.

Trafik gürültüsü, zam haberleri, internet yavaşlığı… Bu topraklarda duygusal bağışıklık sistemimiz çoktan “yüksek frekansta” çalışıyor.

Ama bir de bu olayı mizaha dönüştürme becerimiz var.

Bir arkadaşın sinirlenince “heeyheylenme hemen” demek, aslında toplumsal bir sakinleşme protokolüdür.

Yani heyheylenmek kadar, heyheylenmeye karşı heyheylenmemek de bir erdemdir.

Heyheylenmeyi önleme rehberi (mizah garantili)

— Kahveni eksik etme, yoksa sabır seviyesi %40 düşer.

— Telefonun şarjı %15’in altına düşerse, heyhey riski başlar.

— Trafikte müzik aç; beyin “hayatta hâlâ güzel şeyler var” sinyali alır.

— Partnerine “sakin ol” deme. Çünkü bu, heyheylenmeyi tetikleyen nükleer butondur.

— Kendi heyheylenmeni fark edersen, bunu “sanat performansı” olarak adlandır. Daha az stresli hissedersin.

Okuyucuya neşeli sorular

— En son ne zaman heyheylendiniz ve kim hayatta kaldı?

— Erkeklerin sessiz heyheylenmesi mi, kadınların dramatik heyheylenmesi mi daha etkili?

— Heyheylenmek bir stres tepkisi mi, yoksa ulusal sporumuz mu?

Cevapları yorumlara yazın, birlikte gülerek bilimsel bir veri tabanı oluşturalım.

Sonuç: Heyheylenmek insan olmaktır

“Heyheylenmek ne demek?” derseniz; bazen sabrın, bazen mizahın, bazen de duygusal sistemin “ben buradayım” deyişidir.

Erkekler stratejik çözüm üretirken, kadınlar duygusal rezonans kurar.

Ama sonunda hepimiz, bir kahkaha atıp “neyse ya, boşver” deriz.

Çünkü heyheylenmek, öfkenin değil, canlı olmanın kanıtıdır.

Ve kabul edelim: Hayat biraz heyheysiz olsaydı, ne kadar sıkıcı olurdu değil mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
alfabahis girişprop money