Kalsiyum Sülfat Nerelerde Kullanılır? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Bakış Kalsiyum sülfat… kulağa teknik, hatta biraz soğuk geliyor olabilir ama bu madde hayatımızın o kadar içinde ki farkında bile olmadan her gün onunla temas ediyoruz. Benim gibi malzemelerin, maddelerin ve onların kültürler arası yolculuklarının peşine düşmeyi seven biri için, kalsiyum sülfat tam bir keşif konusu. Çünkü bu bileşik yalnızca bir kimyasal madde değil; sanayiden sanata, inşaattan mutfağa kadar birçok alanda karşımıza çıkan sessiz bir kahraman. Kalsiyum Sülfat Nedir? Kalsiyum sülfat (CaSO₄), doğada anhidrit, alçıtaşı (gypsum) ve selenit formlarında bulunur. Suda az çözünen bu beyaz toz, özellikle alçı üretiminde kullanılan temel…
Yorum BırakYazar: admin
Güdükleme Ne Demek? Antropolojik Bir Bakış Bir antropolog olarak, kültürlerin en ince detaylarında gizli anlamları ararken karşımıza çıkan her kelime, bir topluluğun ruhuna açılan bir pencere gibidir. “Güdükleme” de bu türden bir kelimedir — yüzeyde basit, ama kökeninde derin bir sembolik evren barındıran bir kavram. Bu yazıda, güdükleme olgusunu ritüeller, semboller, topluluk yapıları ve kimlikler üzerinden antropolojik bir mercekten inceleyeceğiz. Güdükleme: Anlamın Köklerine Yolculuk Güdükleme kelimesi, Türkçede genellikle “tamamlanmamışlık”, “kısaltma” ya da “bir şeyin körelmesi” anlamında kullanılır. Fiziksel olarak bir dalın, bir organın veya bir yapının eksik kalması şeklinde düşünülebilir. Ancak antropolojik açıdan bakıldığında, güdükleme yalnızca fiziksel bir kısalık değil;…
Yorum BırakGörmek Kitabı Kaç Yılında Yazıldı? Ekonomik Bir Bakışla Kararların Görünmeyen Maliyeti Bir ekonomist için her seçim, bir hikâyedir. Her karar, görünmeyen bir maliyet taşır. Kaynaklar sınırlıdır; ister para, ister zaman, ister dikkat olsun. Bu nedenle insan, neye baktığını, neyi gördüğünü ve neyi görmezden geldiğini seçerken aslında sürekli bir ekonomik tercihte bulunur. Bu bağlamda “Görmek” kitabı yalnızca bir edebi eser değil, aynı zamanda ekonomik davranışların derin bir metaforudur. José Saramago’nun kaleme aldığı bu roman, 2004 yılında yayımlandığında, yalnızca politik bir alegori değil; piyasa davranışları, rasyonalite ve kolektif karar alma süreçleri üzerine de güçlü bir eleştiri sundu. 2004: Ekonomik Körlükten Görsel Farkındalığa…
Yorum BırakGranül İlaç Ne Demek? — Toplumsal Yapılar, Beden ve Kültür Üzerine Bir Sosyolojik Okuma Birey, Toplum ve İlacın Sosyolojisiyle Başlamak Bir sosyolog için ilaç, yalnızca kimyasal bir madde değildir; aynı zamanda toplumun bedeniyle kurduğu ilişkinin sembolüdür. Günlük yaşamda sıkça duyduğumuz “granül ilaç” kavramı bile, farkında olmadan modern dünyanın düzen, kontrol ve tedavi arayışını temsil eder. Peki, granül ilaç ne demek? Teknik olarak, granül ilaç; küçük taneler (granüller) şeklinde hazırlanmış, genellikle suyla karıştırılarak içilen bir ilaç formudur. Ama sosyolojik açıdan bakıldığında, granül ilacın biçimi bile bize toplumun düzeni, bireyin konumu ve cinsiyet rollerine dair ipuçları verir. Tıpkı toplumsal yapının bireyleri bir…
Yorum BırakBazen bir kelime çıkar karşına, kulağına öyle şen, öyle kıpır kıpır gelir ki… anlamını bilmesen bile gülümsetir. “Heyheylenmek” tam da öyle bir kelime. Söyleyince bile insanın yüzü şekil değiştiriyor: Heey-hey-len-mek! Resmen sesli bir ruh hâli bu. Peki nedir bu gizemli hâl? Aşırı coşku mu, anlık sinir mi, yoksa ikisinin arasında gidip gelen insan versiyonu bir hava durumu mu? Hadi gelin, birlikte “heyheylenme” hâline bilimsel (!) bir gözle, ama bol kahkahalı bir tonda bakalım. Kısa cevap: Heyheylenmek, bir kişinin aniden coşması, huysuzlanması, keyfî olarak sinirlenip parlaması demektir. Yani kısaca: “normalden fazla duygusal enerjiyle dolmak.” Ama bence bu tanım yeterince adil değil.…
Yorum BırakBelek Ne Demek TDK? Felsefi Bir Bakış Açısıyla Anlamak Felsefi düşünceler, kelimelerin derin anlamlarını kavramak için bir yolculuktur. Her kelime, bir dünyayı, bir gerçeklik katmanını açar; fakat anlamın tam olarak ne olduğu, yalnızca dilin ötesine geçen bir sorgulama gerektirir. Bugün, Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “belek” kelimesinin anlamını inceleyeceğiz, ancak bunu yalnızca kelime bilgisi çerçevesinde değil, daha derin felsefi sorgulamalarla ele alacağız. Belek, bir kavramdan daha fazlasıdır; o, insanın algılayış biçimlerinin, bilgiye dair sahip olduğu yaklaşımının bir yansımasıdır. Belek ve Etik: Sorumluluk ve Bilginin Kaynağı Belek, Türk Dil Kurumu’na göre, “hafıza, bellektir” anlamında kullanılan bir kelimedir. Fakat hafıza, yalnızca geçmişe…
Yorum BırakAKP Hangi Partilerle İttifak Kuruyor? Ekonomi Perspektifinden Bir İnceleme Ekonomistin Girişi: Kısıtlı Kaynaklar, Belirsizlik ve Seçimlerin Sonuç Yükü Sınırlı kaynaklar dünyasında politika kararları her zaman maliyet ve fayda değerlendirmesidir. Özellikle seçim dönemlerinde, hükümet ile ittifak ortağı partiler arasındaki işbirliği modelleri, yalnızca siyasal dengeleri değil, ekonomik beklentileri, yatırım iştahını, piyasa algısını ve toplumsal refahı da doğrudan etkiler. Bu bağlamda, “AKP hangi partilerle ittifak yapıyor?” sorusu yalnızca siyasi bir harita çıkarmak değil; aynı zamanda ekonominin rotasını belirleyecek aktörler arasındaki çıkar ilişkilerini anlamaya yöneliktir. Aşağıda, AKP’nin güncel ittifaklarını inceleyip, bu ittifakların ekonomi perspektifinden potansiyel etkilerini piyasa dinamikleri, bireysel tercihler ve toplumsal refah açısından…
Yorum BırakKunduracı Göğsü Askerliğe Engel mi? Tarihin Nabzında Beden, Güç ve Toplumsal Görev Algısı Bir tarihçi olarak her zaman şuna inanmışımdır: beden de tarihin bir parçasıdır. Tıpkı savaşlar, imparatorluklar ya da inkılaplar gibi bedenin kendisi de dönemin düşünce sistemini, güç anlayışını ve vatandaşlık algısını yansıtır. “Kunduracı göğsü askerliğe engel mi?” sorusu, bu nedenle yalnızca bir sağlık ya da askerlik sorusu değildir; aynı zamanda toplumun “güçlü beden” fikrini nasıl inşa ettiğinin tarihsel bir aynasıdır. Bu sorunun kökleri, insanın yüzyıllardır bedeniyle kurduğu politik, askeri ve kültürel ilişkilere kadar uzanır. Antik Dönemden Modern Çağa: Bedenin Savaşla Sınavı Antik çağlarda savaşçının bedeni kutsaldı. Sparta’da, bedensel…
Yorum BırakGönül Eğlencesi Olmak Ne Demek? Bir Kavramın Duygusal ve Kültürel Anatomisi İnsan ilişkilerinin en kırılgan noktalarından biri, duyguların samimiyetle değil, geçicilikle örüldüğü anlardır. “Gönül eğlencesi olmak” ifadesi, tam da bu kırılganlığın halk dilindeki karşılığıdır. Bu deyim, bir kişinin sevgi ya da ilgi görse de, bu duyguların kalıcı ve gerçek olmadığı bir durumu anlatır. Tarihsel olarak aşkın derin bir bağlılık, bir tür ruhsal yolculuk olarak algılandığı toplumlarda bu ifade, duygusal yüzeyselliğe ve geçiciliğe yöneltilmiş bir eleştiridir. Tarihsel Arka Plan: Aşkın Ciddiyetinden Eğlenceye Dönüş Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan kültürel dönüşüm sürecinde aşk, hem bir manevi değer hem de bir insani tecrübe olarak kutsal…
6 YorumTürkler Hz. Âdem’in Hangi Oğlundan? Kimlik, Cinsiyet ve Sosyal Adalet Üzerine Bir Yolculuk İnsanlık tarihi boyunca hepimiz bir kök arayışının peşinde olduk. Nereden geldik, kimiz, kimlerle aynı soydanız? Türkler Hz. Âdem’in hangi oğlundan gelir sorusu, sadece tarihsel ya da dini bir merak değil; aynı zamanda kimliğimizi, toplumsal rollerimizi ve birbirimize bakışımızı şekillendiren güçlü bir tartışma. İşte bu yazıda, bu kadim soruyu sadece soy üzerinden değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet merceğinden ele alacağız. Çünkü bazen sorunun cevabı, aslında kendimize ve topluma sorduğumuz başka soruları da açığa çıkarır. Mitler, Tarih ve Kimlik Arayışı Hz. Âdem’in oğulları — Kabil, Habil ve…
8 Yorum